20 Şubat 2010 Cumartesi

Glee

Perşembe günü Kurtlar Vadisi’nin tekrar bölümü olduğu için ve Mert artık bu diziden sıkıldığı için kumandayı bana bıraktı.
Golden Globe ödüllerini izlerken Glee’yi duymuştum ve nasıl bi dizi olduğunu merak ediyordum. FoxLife’da ilk bölümünün Perşembe akşamı 9’da olduğu tanıtımını görünce içimden keşke Kurtlar Vadisi olmasa bunu izlerdik demiştim. Valla Star içimdeki sesi duydu (keşke başka bişey isteseydim.) Mert bana kumandayı bırakınca FoxLife’ı açtım.
İlk başta liseli gençler takılıyor işte tipik amerikan high school dizisi izlenimi verse de performanslar çok hoşumuza gitti. Özellikle performans şeklinde olması, ne biliyim okul koridorlarında atlayıp zıplayıp şarkı söylemiyorlar.Tamam ben zaten teenage dizilerini seviyorum ama Mert’te beğendi.
Hatta bölüm bittiğinde biz Türkler neden böyle şeyler yapamıyoruz diye düşündük. Adamlar entertainment konusunda gerçekten aşmışlar, bizde bir dizi bütün sezon hatta bütün yayın hayatı boyunca tek melodiyle giderken adamlar bir bölümde kaç şarkı, kaç melodi hatta kaç koreografi kullanıyor. Bakınız yaprak dökümü dizisine tamam müzikal bir diziyle karşılaştırmak haksızlık olur ama başladığı günden beri aynı şarkı, aynı melodi. Sadece aksiyona göre ritim değişiyor.
Neyse konunun özüne devam edelim. Sonra internetten izleyebileceğimiz bölümleri var mı diye bakalım dedik. (Söylemesi ayıp laptop’u TV’ye ses çıkışını 5+1’e verince TV kanallarına gerek kalmıyor.) internette kaliteli yayın bulamadık ama dizi bizi sardı. 3 bölüm daha izledik.
Glee’nin sözlük anlamı müzik korosu demekmiş. İnternette baktım şöyle bi bu sitede diziyle ilgi baya bilgi var, ben tekrar anlatmak istemedim.
Öğretmenimiz en büyük hayalini gerçekleştirmek, sahnede olmak isterken 3. bölümde "Acafellas" adında tamamı erkeklerden oluşan bir akapella vokal bir grup kuruyor. Performansları süpeerrr..

Biz izledik beğendik. Sizlere söyleyelim dilerseniz, hoşunuza giderse izlersiniz.

12 Şubat 2010 Cuma

Seni Beni Bizi Anlatıyo...



internette resim ararken bu karikatürü buldum. kurtlar vadisi'nde cevat'ı sevmesem de (herkesi yakıyodu vahşi adam) karikatür tam şu anki durumu anlatıyo o yüzden eklemek istedim.


durun durun önce kaydı yayınlaya bastım ama yazmak istediğim bişiler var....

'üniversiteyi bitiren herkes iş buluyor' diye bir şey yok ki? Bugün dünyanın en gelişmiş ülkesi Amerika'da işsizlik yüzde 9'a ulaştı.

Başkanımız her üniversite bitiren iş bulacak diye bir şey yok, Amerika'da bile işsizlik var Türkiye'de neden olmasın dedikten sonra biz gençler ağlayalım mı gülelim mi bilmiyorum. ülkenin başbakanı bile bize umut vaat edemiyoo..

3 çocuk okuyacak büyüyecek bu kadarını becerse bile nasıl istihdam edilecek???
soruyorruuummmmm!!!!!!!!

İnşallah Hayırlısı

Kaç haftadır Melike’yle Eyüp Sultan’a gitmeye niyetleniyoruz. Havalardı, hastalıklardı derken en son bugün gidebildik. Erken gidelim ki günümüz bize kalsın diye düşündük. Melike Perşembe gidelim dedi ama ben Cuma mübarek gün diye ısrar edince Cuma da karar kıldık.

Erken çıktığımız için saat 12 buçukta varmıştık. Zaten olağan Cuma cemaatinin kalabalığının dışında pek çok polis görünce tamam dedim burada bir devlet büyüğü var ama kim?? Sonra takım elbiseli önünde isimli amcalardan biri telefonla konuşurken, telefondaki kişiye “Tayip Erdoğan geldi Eyüp Sultan’dayız.” deyince yandık kızım bugün burası ana baba günü olur dedim. Bu arada Kadir Topbaş’ı da gördük o da bizim gibi insan işte :))
Melike bunun bizim için bi işaret olduğunu düşünüyor. İş için dilek dilemek için gelmiş; kim burada koskoca başbakan. Demek ki devlette büyük yerde işimiz olacak. İnşallah hayırlısıyla olur.
Neyse gelelim gezimizin asıl amacına. Namaz bitti. Türbenin önü kalabalık, sıramızı bekledik. Ayakkabılarımızı poşete koyup girdik içeri. Eyüp Sultan hazretlerinin önünde dualarımızı okuduk, bu büyük zatın yüzü suyu hürmetine Allah’tan hayırlısını istedik.
İnşallah gezimiz ikimiz içinde hayırlı işleri beraberinde getirir de, siz de onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine (insanlar muradına erince ziyaretlerine gidilip keyif çatılan sedir olarak düşünülmüş olsa gerek... )dersiniz.

9 Şubat 2010 Salı

Ojeli Tırnaklar Bakımlı Kızlar :))


Oje sürmek beni her zaman keyiflendirmiştir. Özellikle parlak ve abartı renkler kendimi enerjik hissetmeme neden olmuştur. Üniversitede sınav dönemi ders çalışırken hep fuşya, nar çiçeği yada pembe ojeler sürer öyle ders çalışırdım. Parlak parlak gördükçe hoşuma giderdi.

Çalışma hayatına girdikten sonra beyaz, ten rengi ve açık pembe tercih etmeye başladım.
Geçen gün makyaj çantamda pembe bir oje buldum. Madem evdeyim artık parlak renkler sürebilirim dedim ve bu renge aşık oldum.
PASTEL ojenin 120 numarasını herkese tavsiye ederim. Zaten Pastel marka ojeleri beğeniyordum ama bu renk kesinlikle harika…

7 Şubat 2010 Pazar

Blog Şablonu

bloguma yeni şablon yükledimmm.. oolleeeyyy.
artık daha güzel bir blogum oldu.
blog şablonu yüklemek isteyenlere bu siteyi tavsiye ederim.

http://bloggericinsablonlar.blogspot.com/

Avatar


Dün en sonunda Avatar’a gidebildik. Gitmeden önce duyduklarımdan insanların çok abarttığını düşünmüştüm ama film bittikten sonra “Bu filmse bugüne kadar izlediklerimiz hiçbir şeymiş.” dedim.
Adam ne yazmış, ne yaratmış. Na’vi ırkı süper. Valla böyle bir ırk varsa Allah’ım beni tekrar yaratırsan Na’vi olarak yarat. Öle takılıyorlar hiç maddi sıkıntı yok, kira yok, ne giysem derdi yok. Gir yapraklara kıvrıl uyu. Atla, zıpla, uç, koş.
Görsel olarak da ortamlar süper yaratılmış. Hayvanlar, çiçekler, ağaçlar adamlar üşenmemiş yeni bir gezegen kurgulamışlar. Ne yalan söyleyeyim bir ikran’ım olsun isterdim. Öle sabahtan akşama kadar dağlarda tepelerde gezerdim. Eywa’da çok iyi düşünülmüş.
Film hakkında yaz yaz bitmez ama adamlar yapmış. Biz çok etkilendik 3 boyutlu izleyin kaçırmayın derim.

Na’vi: boyları 3 metre civarında olan, atletik yapıda, mavi derili pandoralı insansılardır. Derilerinin üzerinde çizgiler ve bu çizgiler üzerinde geceleri parlayan noktacıklar vardır. Gözleri kocaman ve yeşilin bir tonu olan kedigözü gibidir. Burun kökleri de kedilerinki gibi göz civarında geniş, burna doğru daralan yapıdadır. Kulakları kedi kulağı gibidir. Kuyrukları da vardır. Kuyruklarının içinden fiber optik kablolar geçer. Üstüne binecekleri pandora atları ya da kuşlarında da bulunan, bu fiber optik kablolarla bağlanıp iletişim kurarlar. Kıyafet ve ayakkabı giymezler. Savaş ve avlanma aracı olarak ok, yay ve bıçak kullanırlar.
İkran: avatar filminde geçen kanatlı bir yaratık. konuya göre gezegendeki her avcı bir ikran seçer; eğer ikran da onu seçerse karşılıklı bağı kurarlar ve birbirinin olurlar. seçilen ikran sahibinden başka kimseyle uçmaz. öyle de birşey işte.
Toruk: ikran benzeri ama çookk daha güzel renkli ve kocaman ejder. na'vi halkı için efsanevidir çünkü toruk binicisi (toruk macto) olmak çok zordur ve tarihleri boyunca hepi topu beş (jakusully ile 6) kişi başarmıştır bu muhteşem hayvana hükmetmeyi. adı son gölge anlamına gelir ki tahminen bu canlıyla karşılaşan nice yiğitlerin gördükleri son gölge olmasındadır. canlı aircraft, mighty beast. olsa da binsek.