26 Nisan 2010 Pazartesi

Şimdi Çilek Zamanı

Pazara giderken kendime dedim ki Fuli kendine hakim ol çok çilek alma. Bildiğiniz gibi çilek bekleyince hemen bozuluyo o yüzden günlük taze taze alırım diye düşündüm. Ama tabi ki dayanamadım. Totalde 3 kilo aldım. Küçük tarla çileklerini ayıklayıp, temizleyip reçel yapması için ananeme bıraktım. Gerçi ayıklarken kendimi tutamayıp, bi kaç tane çilek attım ağzıma (aslında bi kaç tanede fazla) Kendisinin sihirli elleri var dokunduğu her şeye lezzet katıyor. Yarın gidip reçelimi alıcam. 1 kilodan 3 kavanoz çıkar dedi. Bizim evde reçel bayramı olacak :))
Pazardan gelirken marketten kremşanti ve süt aldım. Aklımdan neler geçtiğini anlamışsınızdır. Ananemden geldikten sonra hemen kalan çileklerimden bir kısmını yıkadım ayıkladım. Şantimi de hazırlayıp, karıştırıp afiyetle yedik.

23 Nisan 2010 Cuma

Yaşasın Çocuk Olmak

Bugün çocuk bayramı. Artık koca adamlar olduk ama sonuçta bayram sevinmek için neden arayan bizlere bir neden işte. Öncelikle çocuklarımızın bayramını kutlayayım.
Bugün annemlerle ufak bir kaçamak yaptık ve adaya (Büyükada)gittik. Annem Aya Yorgi’ye gitmeye pek meraklıydı ama benim o yokuşu çıkmaya hiç niyetim yoktu. O yüzden bizde azıcık yürüyüp Kahve Dünyası’na oturduk. Kahve Dünyası’nın yeri süper. Bütün İstanbul ayaklarının altında. 23 Nisan sebebiyle biraz kalabalık olsa burada oturup kahve keyfimizi yaptık. Sonra da tarihi Poniki dondurmacısından dondurma yemek için yarım saat sıra bekledikten sonra dondurmamızın tadını çıkararak yedik. Yazı ve dondurmaya çok seviyorum.
Yaşasın ilkbahar, yaşasın dondurma, yaşasın çocuk olmak

21 Nisan 2010 Çarşamba

Hello Hillside

Bugün Hillside Beach Club’ta sezonun ilk günü. İçerde tatlı bir telaş var. Resepsiyon ilk check-in’lerini almak için sabırsız. Gr’da farklı bir heyecan var. Şef ve ekibi bütün hünerlerini konuşturmuşlar ana restorandan harika kokular geliyor. O da ne Pool Bar ekibi harika kokteyller yapmak için hazırlanıyorlar. Animasyon ekibi her zamanki gibi kocaman bir gülümsemeyle yeni sezonu karşılıyorlar. Housekeeping panik halinde odalar hazır değil. Herkes koşuşturma halinde Selma Hanım günlerdir uyumamış. (hala Selma Hanım HK’da mı bilmiyorum.)
Bugün sezonun ilk günü. Günler geçtikçe misafirler artacak, telaş artacak, dostluklar artacak.
Güzel bir sezon diliyorum Hillside.

18 Nisan 2010 Pazar

Dr. Oetker Milkshake

Yaşasın çilek çıkmaya başladı. Tezgahlar mis gibi çilek kokuyor. Dün marketten alışverişimi yapmış çıkarken kasanın önüne konmuş Milkshake’leri gördüm. 2 tane çikolatalı, 2 tane de çilekli aldım. Muzlusu da vardı ama onu sonra alırım dedim. Çıktım marketten istasyonun önünde çilek satıyorlardı. Dayanamadım 1 kilo da çilek aldım. Akşam milkshake yaparken içine 5-6 tanede çilek kattım. Süper bir lezzet. Çikolatanın lezzeti ile çileğin tadı birleşince nasıl bir harika oluşuyor hepimiz biliriz. Bu da yapımı kolay farklı lezzet.
Mert çikolatalı değil, çilekli milkshake istedi ona da taze çilekli milksake yaptım. İkimiz de zevkten dört köşe içeceklerimizi içtik hatta birbirimizinkine saldırdık.
Kesinlikle denemenizi tavsiye ederim. Hazır çilek zamanıyken bu fırsatı kaçırmayın.

16 Nisan 2010 Cuma

Mucizevi Bitki SARI KANTARON

Onunla Maranki ve Hande sayesinde tanıştım. Maranki o dönem sabah programlarında bitkilerin şifalarını anlatıyordu. TV dinlemiştim ama aktara gidip almaya hiç niyetlenmedim. O hafta sonu Suat’lara kahvaltıya gittiğimizde Hande çocuk sonrası sıkıntılarından bahsetti. Sonuçta insanın hayatı değişiyor. Önceden bir tek kendini düşünürken şimdi sana muhtaç olan biri var ve kendini ona göre ayarlıyorsun. Emzirdiği için doğal yöntemleri aratırmış. Maranki’ye sarmış durumdaydı. Bana sarı kantaron içtiğini sıkıntıya, uykusuzluğa çok iyi geldiğini söyledi. O dönem de ben geceleri düşünmekten, kurmaktan uyuyamıyordum. Sen de 3, ben diyim 4’e kadar yatakta dön sola, dön sağa.
Hande o gün bana bi avuç sarı kantaron verdi deneyeyim diye. İlk akşam içtikten yarım saat sonra uyudum. Sonra uykum düzene girdi. Kaygılanmalarım, sıkıntılar hepsi zamanla geçti ve kantaronun mucizevi bi bitki olduğuna inanmaya başladım. Artık eşe dosta, uyuyamayana sıkıntısı olana, marketteki teyzeye kadar tavsiye ediyorum. Yatmadan önce kaynamış suya 1 tatlı kaşığından az koyuyorsunuz bir çubukta tarçın atın. Tamam işte budur. Geçenlerde markette gördüm artık poşet çay gibide satılıyor ama aktardan aldığım otun tadı daha yoğundu ben o yüzden aktardan aldığımı içmeye devam ediyorum. Ama siz aktara gidemem diyosanız bazı marketlerde poşet çay olarak da satılıyor.
P.S: mert aktardan kantaron alırken adam mert’e "Allah maranki’den razı olsun, o televizyona çıktıkça işlerimiz açılıyor." demiş.