kocam gofretin en güzel yerini bana bıraktı demek ki beni seviyo. yaşasın ülker çikolatalı gofret. gofretin en güzel yeri neresi derseniz tabi ki KENARLARI ;) her geçen gün boyu küçülsede bir efsanedir. orta okuldayken daha mahalle arası süper marketler yoktu, ailecek metro'ya gider aylık alışveriş yapardık. babam kutuda ülker çikolatalı gofret alırdı. ne mutlu olurdum zaten o kutu bi kaç gün içinde biterdi. sonra babam gofretleri saklamaya başladı. hatta hepsini aynı yerde saklamıyodu çünkü bulunca hepsi mideye. kendimi durduramıyodumm. o zamanlar ya ben küçüktüm ondan çok büyük gelirdi gofretler. şimdi cep boyu oldu sanki ama yinede hiç bi şeye değişmem.
28 Haziran 2009 Pazar
23 Haziran 2009 Salı
yaz geldi hadi herkes tatile
yaz geldi.... deniz sezonu açıldı. bu cuma herkes tatile gidiyo. ben istanbul nöbetindeyim. aslında söylenmeye hiç hakkım yok geçen sene 7 ay tatil yapan (annemin düşündüğü gibi değil), yani 7 ay tatil köyünde çalışan ben hiç denize özenmiyorum. ayrıca denize girmek için oluşması gereken bazı fiziksel koşullarda var ve ben o fiziksel koşulları oluşturmaya üşeniyorum. nerdeyse bu yüzden aa deniz mi üf niye denize gireyim hiç canım istemiyo ki bile diyorum. bu koşulları oluşturmak zor zanaat (sakın bu yazıyı beyim okumasın) yok onu yeme, bunu yeme, egzersiz yap ben 2 adım fazla yürüycem diye düşündüğümden her sabah 5 dk erken çıkıp kapımın önünden geçen otobüse biniyorum hatta o kadar yürümemek için servisli iş hayalleri kuruyorum. hele en kötüsü sabahları kadıköy de beşiktaş iskelesine yürümek sanki bütün kadıköy ü dolaşıyomuşum gibi geliyo valla en sonunda belediye'ye iett'ye şikayet mektubu yazıcam. yaşlanıyorum galiba, lisede keklik gibi seke seke giderdim moda'ya şimdi şurdan şuraya gitmeye üşeniyorum.
not: bu resmi geçen sene ölüdeniz'de çekmiştim. şimdi resimlere bakınca aslında oraları ne kadar özlediğimi anladım :(
Etiketler:
anlattım işte
22 Haziran 2009 Pazartesi
ya sonraaaa
yazmadım yazmadım bugün içinden geldi. isyanlardayım.. tamam abarttım şu an için hayatımdan fazlasıyla memnunum. ama ne biliyim geleceği düşününce biraz afallıyorum. aslında yarını düşünmek hiç bana göre değil. şu an hayatımdan memnunum daha ne olsun.
o kadar güdülenerek büyümüşüz ki hep bi hedef; ilkokulda yok anadolu lisesine kazan, kazadın üniversiteyi kazan. kazadın hadi mezun ol. oldun hadi evlen. evlendin artık özgürsün. ama bugüne kadar hep bana hedefleri siz koydunuz, siz güdülediniz, evlendim şimdi nolucak. eyvah şimdi kendim karar vericem nasıl nasıl annemden izin almadan dışardayım, sevdiğimleyim dilediğimi yapıyorum ama o kadar sıkıldım okadar hedeflendim, manipüle edildim. peki şimdi ne yapıcam. kafam mı bulanıyo ya. ne yapacağımı bilmiyorum hayatımdan memnunum ama etrafımdaki herkes "şimdi ne olacak?" "ama kimse bana böyle olacağını söylememişti" deyince benimde aklım bulanıyo. hayal kurmam lazım. aslında ben çok şanslı bi insanımı hayatımda herşeyi sırayla istedim ve sırayla oldu. annem bile gülüyo kızım sırayla mı istiyosun allah'tan diye. ama gerçekten öyle oldu. şimdi ne istemeliyim bilmiyorum. hadi beni malipüle edin kendime bi hayal bulup onun peşinden koşayım. ;)
Etiketler:
anlattım işte
bu mudur???
haftasonu melike kahveye geldi, biraz sohbet ettik. aslında ciddi ciddi hayattan gelecekten konuşmadık ama şu an kendime baktığımda annemden daha iyi eğitim alsamda annem kadar olamadığımı hissettim. en büyük korkum boynuz kulağı geçemeyecek galiba. hafta sonu beyimle ya ben bikaç sene nerde olacağımı konuştuktan sonra bugün simen'in de yazdıklarını okuyunca durgun duran aklım biraz bulandı. şimdi ben ne yapıcam diye. hep süper hayaller kurduk. çıtı pıtı giyincem süslencem oturcam masama açıcam bilgisayarımı sonra da kendi çapımda dünyayı kurtarıcam. şimdi bakıyorum neerrddeee dünyayı kurtarıyorum; hayatım sabah kafasına göre otobüsünü süren gz şöförünün elinde. o sabah canı hızlı gitmek isterse fuli otobüsü kaçırır günü yalan olur. olur şöför keyfine göre yavaş giderse fuli vapuru kaçırır günü yalan olur. hayat bu mu yahu. büyümek hiç hayal ettiğim gibi bişi değilmiş. bu büyümekse kardeşim yok ben almıyım.
Etiketler:
anlattım işte
20 Haziran 2009 Cumartesi
aşk??
bugün gerçek aşkı gördüm. bana bakarken gözlerinin içinde.. aşk filmlerde anlatıldığı gibi değil. aşkı anlamak için ille çalkantılar kavgalar tutku olmasına gerek yok. biri aşkı anlatıyor; hayatıma ne zaman aşk girse ilişkilerim hüsranla bitti diye. neden acaba çok çok anlamlar yüklediğimiz için mi aşka? beklentisiz yaşamak bize hayatın bütün sürprizlerini sunmuyor mu? bi insanın sofrayı kurması, sevdiğine yemek pişirmesi aşk değil mi? yada gömleklerini ütülerken onun ne kadar hoş görüneceğini düşünüp mutlu olması? ille fırtınalara, ihtirasa yada gurura gerek yok dizilerde anlatıldığı gibi. sabah uyandığında 5 dk daha sana sarılarak uyumak istiyorum demesi herşeye değer. teşekkür ederim. ben yorgunken bana enerji verdiğin için, mutsuzken neşe, umutsuzken umut.
Etiketler:
anlattım işte
1 Haziran 2009 Pazartesi
thesimen'in katkılarıyla
sevgili simen bana blogunu ve nasıl yaptığını göstermeseydi bu mesele hiç aklıma gelmeyecekti. o yüzden sana teşekkür ederim :)))
Etiketler:
anlattım işte
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)